Изучаем турецкий язык с нуля! |
Kaybolan çocuk
I. bölüm
Otelde dört tane sevimli kedi yavrusu vardı. Gün boyunca analarının peşinde dolaşır dururlardı. Onlar ortaya çıkınca, konuk çocuklar denizi, kumu, oyunu, eğlenceyi bırakıp yanlarına koşarlardı. Emir, Gürol, Sancar ve Emre, öteki çocuklardan büyüktüler. Her gün el çabukluğunu yaparak, yavruları kapıp otelin çocuk odasına götürdillerdi. Orada kedicikleri sevip okşar, türlü oyunlar çıkararak gülüp eğlenirlerdi.
Küçük çocuklar:
- Onları hep siz mi okşayacaksınız? Biraz da bize verin, diyerek homurdanıp, çıkışıyorlardı ama, büyük çocuklar onların sözlerine aldırmıyorlardı. Bu yüzden, oteldeki çocukların arasında, tatsız bir çekişme sürüp gidiyordu.
Serdar dört yaşında, sevimli bir çocuktu. Kedi yavrularını o da çok seviyordu. Onları kucağına alıp okşayabilmek için, ikide bir büyük çocukların ayaklarına dolanıyor:
- N’olursunuz, yavrulardan birini bir kerecik de benim kucağıma verin, diye yalvarıyordu. Çocuklar, onun sözlerine gülüp geçiyorlardı.
Bir gün, akşam yemeği sırasında tüm çocuklar, birer birer yemek salonuna geçtiler. Kedileri oraya götürmek yasaktı. Bu nedenle dört yavru, anneleriyle birlikte, çocuk odasında kaldılar. Serdar çorbasını bitirince, babasından, tuvalete gideceğim diyerek izin istedi.
Annesi:
- İkinci yemek neredeyse gelir. Çabuk dön. İşin bitince ellerini yıkamayı unutma, dedi.
Serdar koşarak yemek salonundan çıktı. Doğruca çocuk odasına gitti.
Anne kedi, boylu boyunca yere uzanmış, yavrularını emziriyordu. Serdar hemen sevinçle atılıp yavrulardan birini eline aldı. Başını çenesinin altına koyup, tüylerini okşamaya başladı. Yavru okşanmaya alışıktı. Mırıl mırıl sesler çıkararak, nemli burnunu Serdar’ ın boynuna sürtüyordu... Serdar sevinçten uçuyordu. Birden koridorda ayak sesleri belirdi.
Serdar:
- Eyvah, büyük çocuklar geliyor! Yavru kediyi elimden alacaklar, dedi.
Bir an durup düşündü. Sonra yavruyla birlikte kaçıp bir yerlere saklanmaya karar verdi. Ayak sesleri gittikçe yaklaşıyordu.
Anne:
- Serdar nerede kaldı acaba? Yemeği buz gibi oldu, diyerek kuşkuyla babanın yüzüne baktı.
Baba:
- Tuvalette musluklarla oynuyordur. İnşallah üstünü başını ıslatıp gelmez. Meyvemi bitirince gidip bakarım, dedi.
Anne sabırsızlanıyordu:
- Ben gideyim, diyerek ayağa kalktı.
Baba:
- Olmaz, dedi. Bilirsin ya, o «Ben erkeğim.» diye böbürlenerek, erkekler tuvaletine girer. Onu ancak ben arayabilirirm.
Anne bunun üzerine gülümseyerek yerine oturdu.
Baba, Serdar’ ı tuvalette bulamayınca, çocuk odasına baktı. Orada kimse yoktu. Koşup anneye haber verdi. Oyun ve içki salonları arandı. Odalara bakıldı.
Haber ağızdan ağıza yayıldı. Öteki konuklarla birlikte, otel yöneticileri de aramaya katıldılar.
Garaj, bahçe ve deniz kıyısı, adım adım tarandı. Serdar’ ın annesi, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Babası üzüntüden ne yapacağını şaşırmıştı. Oradan oraya koşarak, «Serdar, Serdar!» diye bağırıp duruyordu. Daha sonra polisler geldi otele. Denize araştırma sandalları çıkarıldı. «Yok... Yok... Yok...» diyordu herkes.
Böylece iki saat geçti. Konukların bir bölüğü, bekleme salonunda, Serdar’ ın annesinin çevresine toplanmış, onu avutmaya çalışıyorlardı. Bu sırada anne kediyle yavruları, salonun bir köşesine yayılmış, birbirleriyle oynaşıyorlardı. İmre dalgın dalgın onlara bakıyordu. Birden:
- Yavrulardan biri eksik diye yerinden fırladı.
Öteki çocuklar merakla İmre’nin çevresinde toplandılar.
Soner:
- Gerçekten öyle, dedi. Tekir yavru yok.
İmre:
- Gelin, dedi. Çocuk odasına gidelim. Biz yemeğe giderken, dördü de oradaydı. Çocuklar İmre’nin peşine takılıp salondan çıktılar... Tekir yavru, çocuk odasında yoktu.
İmre:
- O benim kedimdi. Otel müdüründen izin almıştım. Tatil dönüşü evimize götürecektim Tekir’i... diye sızlanmaya başladı.
Gürol:
- Allah Allah, çok garip doğrusu! Bu akşam hem Serdar kayboldu, hem de yavru Tekir, diye söylenirken, İmre yere yatmış, koltukların ve kitaplığın altında araştırma yapıyordu. Sıra divanın altına gelince, şaşkınıkla donakaldı. Sonra olanca gücüyle bağırmaya başladı:
- Buradalar... İkisi de burada, divanın altında uyuyorlar!..
Serdar’ ın annesiyle babası haberi duyar duymaz, soluk soluğa çocuk odasına koştular. Serdar, yavru Tekir’i göğsüne bastırmış, uykulu gözlerle, ürkek ürkek çevresindekilere bakıyordu.
Словарь к тексту
(haber) ağızdan ağıza yayılmak - весть распространилась из уст в уста
avutmak - 1) забавлять, отвлекать; 2) утешать
adım adım taranmak - прочесать шаг за шагом
akşam yemeği sırasında, ders sırasında - во время (чего?) ужина, урока
aldırmamak - (д.п.) не обращать внимания, не придавать значения, пропускать мимо ушей
alışık - привыкший
analarının peşinde dolaşır - ходили, бегали за матерью кошкой
araştırma - обыск, разведка, поиск, розыск
bastırmak - прижимать
belirmek - появляться
boylu boyunca - во весь рост
böbürlenmek - кичиться, важничать
buz - лед
çalışmak - стараться сделать что-либо
çekişme - ссора, разногласие, борьба
çene - подбородок
çıkışmak - (д.п.) делать выговор, бранить
dalgın - рассеянный, задумчивый
dolanmak — ходить вокруг чего-либо, кружить, колесить
el çabukluğu - расторопность, ловкость
emzirmek - кормить грудью
garip - странный
gün boyunca - на протяжение дня, в течение дня
homurdanmak - постоянно ворчать
avutmak - 1) забавлять, отвлекать; 2) утешать
adım adım taranmak - прочесать шаг за шагом
akşam yemeği sırasında, ders sırasında - во время (чего?) ужина, урока
aldırmamak - (д.п.) не обращать внимания, не придавать значения, пропускать мимо ушей
alışık - привыкший
analarının peşinde dolaşır - ходили, бегали за матерью кошкой
araştırma - обыск, разведка, поиск, розыск
bastırmak - прижимать
belirmek - появляться
boylu boyunca - во весь рост
böbürlenmek - кичиться, важничать
buz - лед
çalışmak - стараться сделать что-либо
çekişme - ссора, разногласие, борьба
çene - подбородок
çıkışmak - (д.п.) делать выговор, бранить
dalgın - рассеянный, задумчивый
dolanmak — ходить вокруг чего-либо, кружить, колесить
el çabukluğu - расторопность, ловкость
emzirmek - кормить грудью
garip - странный
gün boyunca - на протяжение дня, в течение дня
homurdanmak - постоянно ворчать
ıslatmak - мочить
kaçmak - убежать, сбежать
kapmak - хватать, выхватывать
karar vermek - (д.п.) решить
katılmak - присоединиться к чему-либо
kaybolmak - потеряться
kucak (~ına almak) - объятия (обнять, заключить в объятия)
kuşku - беспокойство
musluk - кран
nemli - мокрый, влажный
okşamak - гладить
saklanmak - спрятаться
sandal - лодка
sevimli - милый
sızlanmak - жаловаться
soluk soluğa - запыхавшись
sürtmek - сильно тереть
şaşırmak - удивиться
tane - штука
toplanmak - собираться
türlü - сорт, вид
ürkek ürkek - испуганно, боязливо
yalvarmak - умолять
yasak - запрещено
yavrum! - детка!
yavru - детеныш
yer - пол
yönetici - управляющий
kaçmak - убежать, сбежать
kapmak - хватать, выхватывать
karar vermek - (д.п.) решить
katılmak - присоединиться к чему-либо
kaybolmak - потеряться
kucak (~ına almak) - объятия (обнять, заключить в объятия)
kuşku - беспокойство
musluk - кран
nemli - мокрый, влажный
okşamak - гладить
saklanmak - спрятаться
sandal - лодка
sevimli - милый
sızlanmak - жаловаться
soluk soluğa - запыхавшись
sürtmek - сильно тереть
şaşırmak - удивиться
tane - штука
toplanmak - собираться
türlü - сорт, вид
ürkek ürkek - испуганно, боязливо
yalvarmak - умолять
yasak - запрещено
yavrum! - детка!
yavru - детеныш
yer - пол
yönetici - управляющий
Вопросы к тексту
- Otelde kaç tane kedi yavrusu vardı?
- Çocuklar nasıl eğlenirlerdi?
- Niçin oteldeki çocukların arasında bir çekişme vardı (olmuştu)?
- Serdar büyük çocuklardan ne istedi?
- Neden dört kedi hep çocuk odasında kalıyorlardı?
- Aksam yemeği sırasında Serdar babasından ne izni istedi?
- Serdar nereye gitti?
- Serdar koridorda ayak sesleri oluyunca ne yapmaya karar Verdi?
- Otelde ağızdan ağıza nasıl bir haber yayıldı?
- Serdar’ın babası ve otel yöneticileri Serdar’ı nerede arıyorlardı?
- Kim yavrularda birinin eksil olduğunu fark etti?